Yükseköğretim Kurulu Başkanlığı (YÖK) tarafından düzenlenen "Bölgesel Gelişmede Üniversitelerin Rolü" toplantılarının ilki Bingöl'de gerçekleştirildi.

YÖK Başkanı Prof. Dr. M. A.Yekta Saraç başkanlığında gerçekleşen toplantıda Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde yer alan Adıyaman, Ağrı İbrahim Çeçen, Ardahan, Atatürk, Batman, Bitlis Eren, Bingöl, Dicle, Erzincan, Erzurum Teknik, Fırat, Hakkâri, Harran, Iğdır, İnönü, Kafkas, Mardin Artuklu, Muş Alparslan, Siirt, Şırnak, Tunceli ve Yüzüncü Yıl üniversitelerinin rektörleri hazır bulundu.

YÖK'ten yapılan açıklamada ülkelerin gelişme ve kalkınma odaklı stratejilerinde bölgesel gelişmenin en önemli gündem başlığı haline geldiği vurgulanarak ülke olarak 2023 yılı hedeflerine ulaşılmasına yönelik olarak "Bölgesel Gelişme Ulusal Stratejisi" hazırlandığı hatırlatıldı. Bu süreçte bölgelerin rekabet gücünün geliştirilmesinde üniversitelerin bulundukları bölgelere sağlayacakları katkının önemine dikkat çekilen açıklamada üniversitelerin öncelikle bulundukları şehir ve bölge ile bütünleşerek iktisadi, sosyal ve beşeri sermayeyi geliştirmeleri gerektiğini vurgulanıyor.

YÜKSEKÖĞRETİMDE YAPISAL DEĞİŞİM

Yükseköğretim Sistemindeki yapısal değişim sürecinin, üniversitelerin belli alanlara odaklanması yoluyla başlayacağına değinilen açıklamada YÖK'ün üniversitelerin misyonlarını tekrar gözden geçirmeleri, tek tipten uzaklaşarak kurumsal farklılık ve çeşitliliğe yönelmeleri, güçlü yönlerini dikkate alarak üniversite olmanın bütüncül yapısından uzaklaşmadan belli alanlarda uzmanlaşmaları (markalaşmaları) yönünde adımlar atacağı belirtiliyor.

Yükseköğretim Kurulunun koordinasyonunda üniversiteler ile birlikte sürdürülecek çalışmalar farklı bölgelerde benzer toplantılarla sürecek ve somut adımlar atılacak.

''YÖK ÜÇÜNCÜ NESİL ÜNİVERSİTEYE İŞARET EDİYOR''

Konu hakkında görüş bildiren Üniversite Tercih Merkezi Direktörü Burak Kılanç, YÖK'ün üniversiteleri birer fayda merkezine dönüşmeye teşvik ettiğini söyleyerek şöyle devam etti:

''YÖK'ün attığı bu adım, ülkemizin geleceği için çok önemli. Türkiye'nin bilimsel gelişmeleri izleyen değil, bizzat yönlendiren bir rol üstlenebilmesi için üniversitelere büyük görevler düşüyor. YÖK'ün çizdiği yolun sonunda tarım, hayvancılık, eczacılık, maden, petrol vb benzeri pek çok alanda markalaşmış üniversitelerimiz oluşacaktır. Bilindiği üzere yüzyıllardır üniversitelerin üç temel işlevi var. 1. Eğitim-Öğretim, 2. Bilim Üretmek/Araştırma-Geliştirme Yapmak, 3. Topluma Fayda Sağlamak.

Üniversitelerin bu üç temel işlevden hangisine ne oranda öncelik verdiği geçmiş dönemlerde farklılıklar gösterdi. Günümüzün ve geleceğin iletişim ve bilişim ağırlıklı dünyasında ise her üç işlevi hakkıyla ve dengeli şekilde yerine getirmek, başarılı bir üniversite olmak için olmanın olmazsa olmaz şartı. Peki bu yeterli mi ? Üniversitede üretilen bilginin dört duvar arasında kalmasının kime ne faydası olabilir ? Bu bilgiyi toplumun faydasına dönüştürebilmek gerek. İşte üçüncü nesil üniversite olabilmek bu noktada önem kazanıyor. Üçüncü nesil üniversiteler ürettikleri bilgiyi toplum için faydaya dönüştüren kurumlar. Bu dönüşüm ne kadar büyükse üçüncü nesil üniversite kimliğine o kadar yaklaşıyorsunuz.''